Diderot Etkisi: Sahip Olduklarımızın Esiri Miyiz?
Birçok insan, ne kadar fazla şeye sahip olursa hayat kalitesinin de o kadar artacağını düşünür. Fakat size bir sır verelim; aslında, sahip olduklarımızın irademizi esir aldığı durumlar da var, mesela Diderot Etkisi!
Diderot etkisi, yeni bir eşya edindiğimizde, sahip olduğumuz diğer eşyaları da değiştirmemize yol açan garip bir fenomen. Bu etkiyi, ünlü filozof Denis Diderot’un başından geçen bir olayla öğrendik. Ki adı da buradan geliyor. Diderot, bir gün kendisine hediye edilen yün bir kazağın, diğer eşyalarıyla uyumlu olmadığını fark ederek zincirleme bir reaksiyon başlatmış ve gardırobunu, sehpasını, hatta diğer eşyalarını bile yenilemişti. Pire için yorgan yakmıştı yani kelimenin tam anlamıyla…
Bu durum, biz fark etmesek de hayatın akışında sık sık başımıza gelir aslında. Eski eşyalarımızın yetersiz olduğunu düşünür ve tüketim çılgınlığına sürükleniriz. Böylece sahip olduğumuz şeylerin listesi de uzar, gider…
Bununla birlikte, Diderot etkisinin bir başka olumsuz sonucu da var: eski eşyalarımızın gözümüzdeki değerini azaltır. Yeni bir eşya aldığımızda, eskileri artık bizim için bir zamanlar olduğu kadar değerli olmaktan çıkar. Yaşamışsınızdır bunu.
İşte bu kısır döngü ile farkında olmadan sürekli daha fazla şey satın almaya ve daha fazla para harcamaya başlarız. Tasarruf alışkanlığımızı kaybeder, borçlanır ve hatta maddi sıkıntıya düşeriz.
Ancak, Diderot Etkisi ile başa çıkmak da mümkün… Biraz kendimize dürüst olmalıyız. İhtiyaçlarımızı ve isteklerimizi ayırmalı (her ne kadar kolay bir ayrım olmasa da), sadece gerçekten istediğimiz ve gereksinim duyduğumuz şeylere odaklanmalıyız. En azından tüketim çılgınlığımızı dizginlemeyi başarana kadar…
Tabii değerlendirme yapmak da önemli. Sahip olduklarımızın gerçek değerini anlamak için bir adım geri çekilmemiz gerekebilir bazen. Bir eşyanın değeri, sadece maddi fiyatıyla ölçülmez. Özel anılarla dolu bir eşya, bir hediye veya aile mirası, maddiyatla ölçülemeyecek değerdedir kimi zaman. Böyle eşyalara odaklanmak, hızlı değişen isteklerimizi ve maddi alışkanlıklarımızı biraz olsun düzenleyebilir.
En nihayetinde, Diderot Etkisi modern hayatın bir parçasıdır, ancak onun bizi kontrol etmesine izin vermek zorunda değiliz. Daha bilinçli bir tüketici olmak, isteklerimizi dengelemek, minimal ve sürdürülebilir bir yaşam tarzını benimsemeye çalışmak, tüketim odaklı bir hayatın dışına çıkmamızı sağlayacaktır.
Tüketim alışkanlıklarımızı düzenleme fikri, son zamanlarda ilginç bir şekilde bir lokma, bir hırkayla yaşamak gibi algılansa da aşırı tutumlu olmak değil kastettiğimiz; nitelik ve nicelik dengesini kurmayı başarabilmek bizce asıl olan.