Rızanın İmalatı-Kitle Medyasının Ekonomi Politiği
Noam Chomsky ve Edward S. Herman tarafından kaleme alınan 1988 tarihli bu kitap, güzel bir ışık tutabilir içinde bulunduğumuz sürece.
Zorlu dönemlerden geçtik. Geçmeye devam ediyoruz…
Ve hatırlamamız gereken çok önemli bir şey var dostlar: İçeriklerimizde sürekli anlattığımız üzere; beynimiz manipülasyona çok açık, sahip olduğu fikre tutunmaya bayılıyor ve cevval olma konusunda pek iyi değil. Beynimize-bilgimize çok güvenmeyi bir kenara bakarak, şüpheci olmayı bir alışkanlık haline getirerek işleri güzelleştirebiliriz.
Kitaptan alıntılar yapacağız. Birçok şeyi anlatmış olacak zaten.
Özünde; medyanın nasıl güçlü bir manipülasyon ve propaganda aracı haline gelebildiğini anlatıyor kitap. Düşünce-sentez-kavramlardan bahsettiği için biraz ağır olabilir dili. Fakat üzerine düşünmek iyi gelebilir.
Not: Sosyolojide ‘iktidar’ kavramı birçok durumu kapsayabilir. Genellikle anladığımız üzere yalnız ‘siyasal iktidar’a atıfta bulunmaz. Okul müdürü, ailede sözü geçen kişi veya işletmenizin patronu olabilir bu kişi…
Yakın zamanda çok güçlü seçim propagandalarına maruz kaldık. Medyanın gücünü içselleştirmemizde ve nasıl kullanıldığını görmemizde fayda var. Taraf tutmuyor, bu durumun herkes için geçerli olduğunu savunuyoruz. Buyurunuz efendim, nöron zamanı:
“Medya kendisini denetleyen ve finanse eden güçlü toplumsal grupların çıkarlarına hizmet eder ve onların lehine propaganda yapar. Bu çıkarların temsilcilerinin öne çıkarmak istedikleri önemli gündemleri ve ilkeleri vardır ve medya politikasının şekillendirilmesi ve dayatılması açısından oldukça elverişli bir konuma sahiptirler.”
(Aslında sanat, bilim de dahil olmak üzere; tüm alanlar mevcut iktidarlar tarafından fonlanır ve yönlendirilir. Mozart da, Da Vinci de iktidara hizmet eden sanatçılardı. Böyle olması maalesef zaruri görünüyor.)
“Hatırı sayılır bir medya desteğine sahip olmayan ve önemli ölçüde basının aktif düşmanlığına maruz kalan bir kitle hareketi, ciddi şekilde sekteye uğrar ve çok zor koşullarda mücadele etmek zorunda kalır.”
“Baskı uygulanan, terörle sindirilen ve tehdit edilen bir yurttaş, oy kullanma ya da seçilme hakkını tam olarak ve sadece vicdanının sesini dinleyerek kullanamaz.”
“Radyo-TV şirketleri ve şebekeleri için hükümetin düzenlediği ruhsatlar ve işletme hakları mutlaka gereklidir ve bu nedenle potansiyel olarak hükümetin denetimine ya da tacizine tâbi durumdadırlar.”
“Kitle medyası, mesajları ve sembolleri sıradan insanlara ileten bir sistem olarak hizmet verir. Eğlendirmek, avutmak, bilgi vermek ve bireyleri toplumun bütününe eklemleyen değerleri, inançları ve davranış kodlarını aşılamak işlevleri arasındadır. Refahın belli ellerde toplandığı ve önemli sınıfsal çıkar çelişkilerinin bulunduğu bir dünyada, bu rolü yerine getirmek sistematik bir propagandayı gerektirir.”
“Film ve kitap gibi medyanın önemli branşları uzun yıllardan beri kapsamlı küresel pazarlara sahipti; ama ulusal medya sistemleri, kültür ve siyaset üzerinde belirleyici etkilere sahip küresel bir medya sisteminin oluşması yalnızca son yirmi yılda gerçekleşti.
“Ulusal medya tipik olarak seçkin görüşü yansıtmayı hedefler ve ona hizmet eder.”
“Halk çoğunlukla halihazırda mevcut olan kendisine sunulan ve yoğun bir şekilde tanıtılan ürünleri izler ve okur.”
“Propagandacı, doğal olarak, lehine çalıştığı yöneticinin gerçek niyetinlerini ortaya koyamaz. Bu, projeleri halkın tartışmasına ve kamuoyu incelemesine açmak ve bu nedenle de başarıya ulaşmalarını önlemek anlamına gelecektir. Oysa propaganda bu projelerin gerçek niyetini gizleyen bir peçe gibi hizmet etmelidir.”
Uzunca gider tabii bu alıntılar. En öz haliyle bu durumları anlatır fakat Rızanın İmalatı isimli güzel kitap ve kavram.
Mevcut medya araçlarını düşündüğümüzde, 1988 yılındaki eylemlerin ne kadar iyi niyetli kaldığını tahmin edebiliriz.
Birbirimizi anlayarak, eleştirel yaklaşarak zorlukları aşacağımızı ve kardeşçe-refah şekilde yaşayacağımızı arzuluyoruz.
Hepinizi seviyor ve kucaklıyoruz dostlar.