<strong>Pazarlama Miyopluğu Nedir?</strong>
Ünlü pazarlamacı Theodore Levitt tarafından ilk olarak Harward Business Rewiev makalesinde ele alınan bir kavramdır pazarlama miyopluğu.
Şirketlerin üst düzey yöneticilerinin uzun vadeli planlar yapamaması ve yeni trendlere tutunmaya çalışıp trendler arasında kaybolmaya başlamasıdır aslında pazarlama miyopluğu terimiyle kastedilen. Burada karşılaşılan temel problemlerden biri, şirketin pazardan uzaklaşması ve ürünlere odaklanmasıdır. Bu noktada şirketlerin satış ve kazanç odaklı çalışarak AR-GE çalışmalarına yeterli önemi vermemesi, verse dahi pazarı yeterince takip etmedikleri için fiyatlandırma konusunda problemler yaşaması şirketleri büyük bir çıkmaza sokar.
Oldukça mantıksız olmakla birlikte, hangi ürünü pazarladığından bağımsız olarak müşterilerin her ihtimalde alışveriş yapacağını düşünen markaların yaşadığı pazarlama miyopluğu, 21. yüzyılın en büyük pazarlama problemlerinden biri haline gelmiş durumda. Bu anlayışla hareket ederek ürün segmentasyonunu düzgün planlamayan şirketler, pazar kolunda varlıklarını sürdürmek için boşa kürek çekmeye başlar. Tabii, bu oldukça etkisizdir ve genellikle işe yarayan bir yöntem de değildir. Bu noktada işletmelerin her şeyi daha da çıkmaza sokmamak için ‘’müşteriye ne verirsek verelim satın alır’’ mantığından acilen kurtulması gerekmektedir.
Daha da açmak gerekirse, markalar ürün gamı konusunda sorun yaşamasalar bile ürünü tüketiciye ulaştırma konusunda sorun yaşamaya başlayabilirler. Bu da tüketicinin ürüne ulaşamaması sebebiyle markaya ciddi bir ciro kaybı olarak geri döner. Ciro kaybı ise pazarlama faaliyetlerinin yürütülememesine ve akabinde yeni üretim kollarına, yeni fırsatlara adapte olamamaya sebebiyet verir. Kaçınılmaz bir zincirleme reaksiyon olarak düşünebileceğimiz bu olumsuzluklar silsilesinin nihai sonucu tahmin edebileceğiniz üzere pazarlama miyopluğudur.
Mekanik hesap makinesi markası olan Facit’in gelişen dijital teknolojilere ayak uyduramayıp tahtını Casio’ya kaptırması, pazarlama miyopluğunun güzel örneklerinden biridir. Müşterisinin isteklerine ve fiyatlandırma, satış politikalarına takılı kalmayan, yeni gelişmelere öncülük ederken AR-GE çalışmalarına gerekli önemi veren işletmeler bu konuda doğru yolda. İnsan odaklı yenilikler üreten markaların pazarlama miyopluğundan endişe etmesine pek de gerek yok. Zira yeni trendleri takip ediyor olmak bir başarı değildir. Önemli olan, yeni trendlere öncülük edebilmektir.